Küçük Elmanız artık 21 aylık, bebek değil. Hala emiyor olabilir ancak yavaş yavaş emme saatlerini düzene koymuş olmalısınız. Her aklına geldiğinde emiyor olmamalı. Artık anne sütü içebileceği 1-2 bardak süt kadar onu besliyor. Pek doyurduğu söylenemez. Ancak psikolojik huzur anlamında memeyi kullanıyor olabilir. Eğer anne de istiyorsa 2 yaştan sonra da emmesinde sakınca yoktur ama meme her aklına geldiğinde saldırdığı bir susturucu olmamalı, çocuk sakinleştirici olarak memeyi kullanmamalı, anneyi bunaltmamalıdır. Gün içinde 4 saat ara ile 4 kez ve gece de 1-2 defa uyku arasında olmak üzere günde 6 öğünü geçmemelidir. Diğer sofra yemeklerini yemesini engellememelidir. Artık emzik biberon kesilmiş olmalıdır. Emzik ve biberon bundan sonra artık ağız ve damak yapısının bozulmasına neden olurlar. Diş çürükleri ve orta kulak iltihapları da biberon emzik emenlerde sıktır. Gece boyunca anne sütü dışında hiçbir şey yenmemeli, uyumadan önce çocuk sütünü içip, dişlerini fırçalayıp, sonra yatmalıdır. Sabaha kadar beslenmemeli uyandığında direkt kahvaltı etmelidir. Bunun tek istisnası anne sütüdür. Anne sütü içindeki canlı hücreler mikrop üremesini engeller ve diş çürüklerine, orta kulak iltihaplarına daha az neden olur.
Bu sıralar memeden kesmek, odayı ayırmak, bezden kesmek, bezden kesebilmek için önce gece beslenmesini kesmek gibi bazı alışkanlıklardan vazgeçme dönemidir. Bunların hepsinden birden bire ayrılmak zordur. O nedenle yavaş yavaş, birer birer kesmek uygun olur. 1.5 yaştan sonra odayı ayırmak, sonrasında sizin için de uygunsa anne sütünü kesmek böylelikle beraberinde gece beslenmesini de kesmek, en son bezden kesmek olabilir. Anne sütünü keserken gece anne sütü yerine mama/su gibi başka bir alışkanlığa geçmek gece bezini kesmenizi zorlaştırır. Gece boyunca içen çocuk, gece bezden kesilmekte zorlanır.
Elmanız artık büyüdü. Siz hala bebek karyolası mı kullanıyorsunuz? Onun için artık büyük karyolaya geçme zamanıdır. Artık tırmanma, atlama gibi beceriler gelişmiş, kısa kenarlı karyolalardan aşağıya sarkma, atlama gibi tehlikeli hareketleri yapmaktan çekinmediği bir dönemdedir. Onun güvenliği açısından kendi kendine rahat inebileceği, yere yakın veya yerde yatak kullanmalı ve istediğinde çıkıp gelmesine imkan tanımalıdır. (Montesori yatağı) (Aslında yer yatağı. Üzerinde asılmış bir şeyler olmasına gerek yok. Ev gibi olmasına gerek yok.) Ama unutmamalıdır ki kendi kendine çıkıp gelmesi aynı zamanda evde kendi kendine dolaması demektir ve evde sizin haberiniz olmadan tehlike yaratabilir. Dolaşabileceği yerlerin güvenli olduğundan emin olun. Ulaşabildiği yerlerde ilaçlar, deterjanlar, elektrik, ocak, sıcak şeyler olmamalıdır. Ayağı takılıp düşeceği eşikler, başını çarpacağı sivri köşeler olmamalıdır. Banyo mutfak alanı gibi tehlikeli yerler giremeyeceği şekilde kapatılmış olmalıdır. Artık günde 1 uyku uyur. Genellikle öğle yemeğinden sonra 1-2 saat kadar tek uyku yeterli olur. Bazen bu öğlen uykusu biraz daha erken olur ve akşama doğru tekrar 2. uyku sinyalleri verir. Akşamüzeri kısa 30-40 dakikalık uyku yeterlidir. Bu sırada çok uyuması gece uykusunu geç saatlere kaydırır ki bu tercih ettiğimiz bir şey değildir. Gün ışığı biter bitmez erken saatlerde uyunan uykuda salınan hormonlar vücudu onarmakta ve bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Elmanız büyüse de saat 20-21 civarı yatakta olmalıdır. Ancak bazı aile durumları, annenin babanın eve geç gelmesi ve çocukları ile zaman geçirmek istiyor olmaları gibi bazı özel durumlarda çocuğun geç uyumasına izin verilebilir.
Minik elmanız büyüyor. Artık yürüme, denge, koşma gibi kaba motor aktiviteler konusunda çok başarılı. Çömelip kalkmakta, elinde oyuncak taşımakta, tutunarak merdiven çıkmakta sorun yok. Ayak ile topa vurabilir, önüne çıkan küçük engelleri atlayabilir. Merdivenler ve yüksek koltuklar çok caziptir. Bu yaşta yüksek yerlere tırmanmak, kaldırımın kenar taşlarının üzerinde yürümek gibi cambazlıklara bayılırlar. Bu nedenle evdeki eşyaların güvenliğine ve sokaktaki hareketlerine ekstra özen göstermek gerekir. Yavaş yavaş daha zor beceriler edinmeye çalışırlar. Çok kısa, 1 sn kadar tek ayak üzerinde durması mümkündür. Ancak bu hareketi daha önce deneyimlememişse bilmeyebilir. Ona öğretin ve denemesini söyleyin. Biraz zor bir harekettir ve yapamayabilir. Üzülmeyin daha bu hareket için zamanı çok. 3 yaşa kadar tek ayak üzerinde durmayı başaramazsa üzülmeyin. Bu aylarda yürümede ustalaşmıştır, yerinde zıplamayı başarabilir. Kaldırım kenarı gibi dar yerlerde yürüyebilir. Tutunmadan merdiven çıkmayı deneyebilir. Bu yaştaki bebekler gücünün sınırlarını sınamaya ve bu konuda size gösteriş yapmaya bayılır. O nedenle önünü göremese de kendinden büyük nesneleri taşımak, sandalyeleri çekiştirmek, büyük damacanaları taşımak en büyük zevkidir.
İnce motor aktivite gelişmiştir. Bir leğen ince bulgur kum gibi ince taneli materyal kullanılarak doldur boşalt oyunları oynanabilir. Bir ekmek kırıntısını yerden toplamak, bir saç kılını tutmak ona keyif verir. Kaseler, kaşıklar bardaklar ve bir leğen ince bulgur büyük eğlence olur. Başka bir zaman topladığınız çakıl taşları, deniz kabukları onun ilgisini çekecektir. Doğada yürüyüş yapıp bunları kendisi toplayabilir. Beraberce yaprak toplayabilir incesi, kalını, büyüğü, küçüğü, sarısı, yeşili konuşabilir ve dış mekan aktivitesi yapabilirsiniz.
Artık oturup daha konsantre oyunlar oynamaktadır. Oyuncakları üst üste koymak kule yapmak, yap bozlar yapmak hoşuna gider. 4-6 küpü üst üste koyabilir, 2-3 parçalı yapbozlar yapabilir. Karalama yapmaktan, çizmek boyamaktan zevk alır. Elini kolunu, masayı, kağıdı her yeri boyayabilir. Bu dönemde parmak boyası onunla zaman geçirmek için iyi bir aktivite olabilir. Serbestçe çizmek boyamak için duvara yapıştırılan, yere yayılan büyük kağıtlar onun için ilginç olabilir. Kağıt dışında çakıl taşları, yapraklar, kozalaklar boyanabilir.
Minik Elma dil gelişiminde de her gün bir değişim göstermekte ve kelime dağarcığına yeni kelimeler eklemektedir. Konuşmaları tam olarak anlaşılmayan çocuklar olabileceği gibi, güzel konuşan hatta şarkı söyleyebilen çocuklar da olabilir. Çocuk gelişimi çok geniş bir yelpazede değerlendirilir. Dil gelişimi çok değişkendir, her çocuk kendisine özeldir ve her biri farklı gelişir. Çocuğunuz her söyleneni anlıyor ve iyi duyuyorsa 4 yaşına kadar konuşacaktır. Bu aylarda temel şeylerin hemen hepsini anlarlar. Kelimeleri kendi lisanları ile seslendirebilirler. Bazı harfleri söyleyemeyebilirler. Bazı kelimelerin ilk hecelerini veya son hecelerini söyleyebilir, kelimenin vurguları doğru olduğu halde sesleri yanlış olabilir. Kendi anne ve babası çocuğu anlıyor olabilir. Ancak konuşma yabancıların çocuğu ne kadar anladığına göre değerlendirilir. Bu dönemde bazı çocuklar da 2 kelimeli cümleler yapabilir, birçok kelimeyi tekrarlayabilirler. Vücut kısımlarının 3-4 tanesini gösterebilir, “bu ne” diye sorabilirler. Yavaş yavaş büyük /küçük, ince/kalın, altında/üstünde gibi zıt kavramlar gelişmeye başlar.
Paylaşmak küçük Elmanın bu günlerde pek bilmediği, uygulamadığı bir kavramdır. Sahip olmak konusunu anlamaya çalışmaktadır. “Anne kimin?” “Benim”, “Teyze kimin? “Benim” Çocuk sahip olduğu bir şeyi başkası ile paylaşmak istemez. Onunla bu konuda oyunlar oynayabilir ve öğretebilirsiniz. Oynadığı bir oyuncağı isteyip oynamak istediğinizi söyleyebilirsiniz. Genellikle itiraz eder. Sıra ile oynamak istediğinizi, oynadıktan sonra geri vereceğinizi söyleyip onu ikna etmeye çalışın ve bu oyunu sıra ile bir o, bir siz oynayarak “paylaşmayı” öğretin. Arkadaşları ile oynadığı zamanlarda paylaşmak konusunda ısrarcı olmayın, diğer çocuklarla paylaşmayı öğrenene kadar mümkünse lego gibi çok parçalı oyuncakları tercih edin. Mesela bir leğen pirinç Duru ile Elgiz’in uzun süre oynamasına ve çok eğlenmelerine yetti.
Arkadaşlar ile oynaması onun sosyalleşmesi için yararlıdır. Ancak 3 yaş öncesi yanında tanıdık bir büyüğün olması ona güven verir. Çocuklar zaman zaman izlenmekten hoşlanırlar. Kendileri aktif bir biçimde oynuyor da olsalar zaman zaman kafalarını kaldırıp onu izleyip izlemediğinizi, parkta sizden uzaklaşmak istercesine koştuğunda arada arkasında olup olmadığınızı kontrol ederler. Arada bir onay gülümsemesine, bir sarılmaya, kucağa ihtiyaç duyarlar. Onları kendi becerileri ile baş başa bırakın. Bir şeyleri yapması için yardım etmeyin, iteklemeyin. Bırakın diğer çocuklarla kendisi baş etsin. Kendisine bir zarar gelmedikçe, ya da oyun içinde hep aynı kişi üstünlük sağlamadıkça müdahale etmeyin. Basit çekişmelerde kendisinin çözüm bulmasını bekleyin. Sorun olduğunda sakin ve kararlı bir şekilde olaya yaklaşın. Dikkat dağıtarak birini veya her ikisini başka şeye yönlendirebilirsiniz. “Bak benim kuzucuğum, bırak o araba ile arkadaşın oynasın. Sen neden kuşları beslemiyorsun? Onlar acıkmış seni bekliyorlar”
Bu dönemde çocuğunuz biraz sinirli, her şeye “hayır” diyen, istediğinde ısrarcı, bazen tutturabilen, hatta şımarıkça ağlayan bir tutum sergileyebilir. Onun tercihlerine saygı duymak, tercih edebilmesi için seçenek sunmak gururunu okşar. Önceden sizin seçtiğiniz iki seçenekten hangisini tercih ettiğini sormak sizi rahatlatır. Mesela hangi meyveyi istediği, “elma mı yersin, armut mu?”, “hangi kitabın okunmasını istersin?” gibi sizi zorlamayacak, seçenekleri belli sorularla seçimleri ona sunmak, size kolay, onun gururunu okşayan davranış modelidir. Ucu açık sorularda verdiği cevaplar, seçimleri sizi zorlayabilir. Çok saçma sapan bir şey isteyebilir. İstemediğiniz davranışlarda onu uyarmak ve yanlışı öğretmek yine sizin görevinizdir. Hayat sonsuz tolerans değildir ve hayatın sınırlarını sizden öğrenmelidir. Evde kurallar olması, özgürlüklerin sınırlarının belirlenmesi gerekir. Çocuk kurallar içinde kendini daha güvenli hisseder. Sınırsız özgürlük olduğunda hareketlerini sınırlayamadığından bazen çok anlamsız davranışlarda bulunabilir. Sınırlarını bilmek onu da, sizi de rahatlatır. Onu eleştirirken şahsını değil, davranışını eleştirmelisiniz. “Yaramaz seni!” diyeceğinize “Yemekleri yere atman hoş olmadı” diyebilirsiniz.
Gerek mutluyken oyun oynadığı sırada, gerek öfke nöbetleri sırasında bitip tükenmeyen enerjilerine şaşıp kalmamak elde değildir. Saatlerce ağlayıp bağırabilir, saatlerce bir şeye vurarak ses çıkarabilir, aynı yerde çok uzun süre zıplayabilirler. Bu iyi bir şeydir çünkü onlar tekrar ederek öğrenirler. Bu yaş çocuğunda zaman kavramı gelişmediği için bir oyundan bir oyuna atlamaları da zordur. Kendilerini durduramazlar ve enerjileri tükenene kadar düşünmeden aynı şeyi yapmaya devam edip, farkında olmadan kağıdı karalarken, masayı, hatta kendi elbiselerini çizebilirler. Zamanın nasıl geçtiğini fark etmezler. Onlar yaşadıkları o anda istediklerini yaparlar. Bu dönemde ona zaman kavramını öğretmeye başlayabilirsiniz. Günün programını konuşurken: “Şimdi kahvaltı edeceğiz, sonra seninle dışarı çıkarız, parka gideriz. Oyun oynarsın. Sonra eve döner güzel bir öğlen yemeği yeriz. Sonra bir duş alıp dinlenmek için yatarız. Güzel bir uykudan sonra ……. “ Aktiviteleri konuşup daha sonra, “öğlen, akşama doğru” gibi kavramları kullanmaya, bu kavramlar hakkında fikir sahibi olmasına çalışın. Haftanın günlerini de konuşup “Pazartesi, Salı okula gideceksin, Çarşamba günü beraberce anneanneye gideceğiz. Perşembe, Cuma günleri yine okul günü, Cumartesi seninle valizimizi hazırlarız. Pazar günü Tatilll, Uçağa binip tatile gideceğiz” gibi programlar yapıp, günler hakkında da öğretmeye çalışın. Hatta ona anlayacağı bir takvim hazırlayıp, resimlerle günlerde neler yapacağını çizip gün saymasını sağlayabilirsiniz. Geçen günlere de bir işaret koyarak kalan günleri saymayı kolaylaştırabilirsiniz.
Çocukların bu durumda günlük aktiviteler içinde anlamlandıramadığı, anlayamadığı şeyler olabilir. Sinirleri bozulabilir. Genelde rutinler olması ve her gün aynı saatte, aynı şekilde program onlara iyi gelir. Bir sonraki aktiviteyi bilmek onlara güven verir. Bu yaş çocuğunda zaman kavramı gelişmemiştir. Anda yaşar. O nedenle yarın/dün kavramları yoktur. Anne bebeğine “şimdi gidiyorum akşam geleceğim” dese bile o “akşam” kelimesi hangi zamanı ifade ediyor bilmediği için endişe eder. Paylaşmayı bilmez. İstediği bir oyuncağı şimdi arkadaşının oynadığını, biraz sonra onun oynayabileceğini anlatsanız da anlamaz. “Biraz sonra” kelimesi ne ifade eder bilmez.
Onunla dışarı çıkarken veya doktora giderken, neler yapılacağını, nelere karşılaşacağını anlatın. Anlamadığı şeylerden korkabilir dışarıda sıkılabilir, acıkabilir. Yanınıza oyuncak yiyecek almayı ihmal etmeyin. Zaman zaman sinirlenebilir, istemediğiniz bir şeyi yapmak isteyebilir. Çocuğunuz yanlış hareket ederse, yeni bir faaliyet önerin. Ona “Hayır” veya “Yapma” demek genellikle işe yaramaz. Mesela süper markette, herhangi bir şey için tutturursa, ona en hoşlandığı elmayı veya muzu bulmasını söyleyin veya orada ne yaptığınız hakkında konuşun, genellikle marketlerde çocuğun da oturabileceği türden arabalar ilgisini çekebilir.
Gündüz yaşadığı bizim anlayamadığımız, anlam veremediğimiz kendince stresler gece uykularına yansır. Kabuslar, gece terörü gibi uyku bozukluğu yaşayabilirler. Gece terörü (uyku terörü), kabusa benzeyen ama kabustan çok farklı bir durumdur.
Uyku dönemlerimiz, adını hızlı göz hareketleri (Rapid Eye Movement) sözcüğünün baş harflerinden alan REM ve REM dışı uyku olarak ikiye ayrılır. REM dönemi hatırlanabilir rüyaların da görüldüğü dönemdir. REM dışı uyku da derin uyku dönemidir ve bu dönemde uyanmak zordur. Kabuslar uykunun ilk evresi olan REM sırasında meydana gelirken, gece terörü uykunun daha derin bir evresi olan derin REM dışı uykuda meydana gelir ve bu da çocuğun uykuya dalmasından yaklaşık 1,5 – 2 saat sonradır. Kabuslarda çocuk rüya görmüştür, korku ile uyanmıştır. Bazen size bir canavardan bahsedebilir. Onun inandığı bir şeyi yok saymayın. Ona inanmadığınız için kendisini iyi hissetmeyebilir. Ama bir “canavar kovma oyunu” oynayabilir ve canavarı beraberce kovabilirsiniz. Ona artık canavar kalmadığını güvende olduğunu anlatabilirsiniz.
Gece terörü adının anlattığı kadar kötü bir şey değildir. Kabustan farkı rüya ile ilgili olmaması, bir uyku evresinden diğerine geçerken gerçekleşiyor olması ve ani korku dolu ağlamanın eşlik ettiği, aslında çocuğun uyanmadığı, sonra da hatırlamadığı bir durum olmasıdır. Uyku paternleri tam olgunlaşmadığı için, beynin hafif uykudan derin uykuya geçişi kolay yapamaması nedeni ile olduğu düşünülmektedir. Çocuğun gözleri açık olabilir, hareket ediyor, dolaşıyor, ağlıyor olabilir. Ancak uykudadır. Şuur yoktur. Siz bu durumda çaresiz kalabilirsiniz. Korkmayın. Uyku terörü zarar veren bir şey değildir. Bu durumda sakince çocuğunuzun yanında olmanız yeterlidir. Uyanmadığı için genellikle ona sarılmanıza, kucaklamanıza izin vermez. Kucaklamak sarılmak için ısrarcı olmayın. Zaten çocuk uykuda olduğu için bunları hatırlamaz. Sadece hareketleri sırasında kendisine zarar vermesini engelleyin, sakin kalın, ona zarar vermediğini bilin. Böyle nöbetler sonrasında uyansa bile neden korktuğunu bile bilmez ve zor sakinleşir. Merak etmeyin, hemen sonra, sakin bir uykuya dalacaktır. Her gece aynı saatte yaşanıyorsa o zamandan az önce çocuğu hafif uyandırmak çözüm olabilir.
Bu dönemde yavaş yavaş cinsel kimlik hakkında da gelişmeler başlar. Kız çocukları daha çok bebeği ile oynarken, erkek çocuk takım çantasını, arabaları tercih eder. Bazı çocuklar diğer cinse ait oyunlardan hoşlanıyor olabilir. Bu yaşta çocuk neden hoşlanıyorsa onun ile oynar. Cinsiyeti ile uyumlu olmayan oyuncakları tercih ediyorsa onu yasaklamayın. Biliyorsunuz yasak olan şey caziptir. Bebeğini besleyen bir erkek çocuğa “Sen de baban gibi bebeğini çok seviyorsun, onunla zaman geçirmek istiyorsun “diyebilirsiniz. Bazı çocuklar da doğuştan cinsiyetinin özelliklerini çok fazla taşıyabilirler. Çok süslü, nazik nazenin bir kız çocuğu, veya çok vurdu kırdı, afacan bir erkek çocuğu olabilir. Bu çocuklara nötr oyuncaklar almak (boyalar, kitaplar gibi) ve çok erken yaşta cinsiyete yönelmelerini teşvik etmemek gerekir.
21 Aylık Elmanız
- Yürümede ustalaşmıştır,
- 4-6 küpten kule yapabilir,
- 10-15 kelime söyleyebilir, 2 kelimeli cümleler yapabilir,
- Vücut kısımlarını gösterebilir,
- Çatal kaşık kullanabilir, bardaktan su içebilir.
- Ellerini yıkayabilir,
- Her şeye “hayır” dediği kendi kimliğini kabul ettirmeye çalıştığı bir dönemdir.
21 Aylık Elmanın Beslenmesi
Artık aile sofrasında ev yemekleri yemektedir. Pişen her yemeği yiyebilir. Dengeli ve sağlıklı beslenmek için mümkün olduğunca şekersiz ve tuzsuz olmasına dikkat etmeliyiz. Herkes için sağlıksız olan paketli hazır ürünlerden, kızartmalardan, margarinlerden, bol karbonhidratlı atıştırmalık kek, börek gibi şeylerden uzak kalmalıdır. Bir gün içinde 4-6 porsiyon tahıl, 2-3 porsiyon sebze, meyve, 1-2 porsiyon etlerden, 2-3 porsiyon süt ve süt ürünleri aldığına emin olmalıdır.
Bu Ay:
- Gelişiminin değerlendirilmesi, sağlık kontrolleri ve bu aya uygun tavsiyeler için doktorunuzu ziyaret etmeyi ihmal etmeyin.
- 18 ay aşıları yapıldıysa bu ay aşı yok. Bundan sonra ilk aşı 2 yaşında. Doktorunuzla aşı takvimini gözden geçirin. Özel aşılardan eksik kalan bir aşı veya bir rapel doz olabilir.
- Doktora gittiğinizde tuvalet terbiyesi ile ilgili yardım alın.
- Yemediği bir besin grubu var mı?
- Küçük Elmanın dişlerinin önemli bir bölümü çıktı. Diş bakımını ihmal etmeyin.
- Doktorunuzun önerilerine göre vitamin, balık yağı, çinko, gibi takviyeleri planlayın.
- Artık yürüme rahatladı, dengesini buldu. Yürüme bozukluğu, içe basma, dışa basma, bacakta eğrilik var mı dikkatli olun ve çocuk doktorunuzun önerisine göre ortopedik muayene yapılabilir.
OYUNLAR:
- Saklambaç, sakla bul oyunları,
- Kovalamaca
- Arabalar, bebekler
- Zıt kavramlar
- Sembolik oyunlar
- Sizi taklit etmesini sağlayan oyunlar (alışveriş, bebek besleme vs)
- Üzerine binilen oyuncaklar
- Müzikli düğmeli oyuncaklar
- Renkli kitaplar, kitap okuma (uyku öncesi 5-10 dak.)
- Resim yapma
- Ev işlerine yardım, sorumluluk verme
- Yap boz (4-5 parçalı)
- Oyun arkadaşı (birlikte oynamaz)
Not: Her bebeğin gelişimi farklıdır. Her biri başka bir alanda ileri olabilir. Bebeğinizi asla diğer bebeklerle karşılaştırmayın. Ayına uygun gelişmediğini düşündüğünüzde doktorunuza danışın.