Meningokoklar özellikle çocuklarda ve genç erişkinler, ergenlerde çok ciddi hastalık yapan mikroplardır. Saldırgan istila edici karakterdedirler ve kan yolu ile vücutta her yere dağılarak, her yerde enfeksiyona sebep olurlar. Bu tabloya tıp dilinde “İnvazif Meninkokkal Hastalık” denir. Mikrop çeşitli mekanizmalarla kan damarlarında yaptığı hasar sonucu, kanın damar dışına, doku içine sızmasına ve tüm vücutta kanamalara neden olur. İnvazif Meningokokal hastalıkta en sık rastlanan klinik tablo menenjit olup vakaların % 60’ında menenjit şeklinde görülmektedir.
Bu hastalık genellikle Sahra altı Afrika olarak adlandırılan Afrika kıtasının ortasında “menenjit kuşağı” denilen bölgede en fazla görülmektedir. Özellikle bu bölgeden olmak üzere, diğer ülkelerden gelen milyonlarca Hac ve Umre ziyaretçisinin bulunduğu kalabalık topluluklar, önleyici tedbirlerin alınmaması durumunda meningokok hastalığının bulaşması için uygun bir ortam oluşturur. Hastalık Hac yolu ile tüm dünyaya ve ülkemize de yayılmaktadır. Hac mevsimi sonrasında ülkemizde salgınlara rastlanmaktadır. O nedenle Hac’a gidenlere Meningokok aşısı yapılmaktadır.
Meningokokal hastalık en sık:
- Bağışıklık sisteminin tam gelişmediği 3 ay-1 yaş arasındaki bebeklerde
- Okullarda sıkı temas halinde olan, toplu yaşam alanlarını kullanan yüksek riskli davranışlarda bulunan, semptomsuz taşıyıcılığın yüksek olduğu gençlerde, 15-17 yaşta
- Bağışıklığın giderek azaldığı 65 yaş üstü bireylerde görülür.
Yüksek riskli gruplar:
- Sağlık ve laboratuvar çalışanları,
- Askerler ve yurtlarda kalanlar gibi toplu yaşayanlar,
- Endemik bölgelere seyahat edenler,
- Hac yolculuğu yapanlardır.
En iyi tedavi koşullarında bile hastalığı geçirenlerden %10-15 vaka kaybedilmekte ve yaşayanların yaklaşık %20’sinde işitme kaybı, sara hastalığı, zekâ geriliği ve kol ve bacak kaybı gibi kalıcı hasarlar gelişmektedir.
Hastalık, ilk 12 saatte üst solunum yolu enfeksiyonu gibi üşüme, titreme, ateş, halsizlik, burun akıntısı, kas ağrıları, güçsüzlük, kusma ishal gibi özellikli olmayan bulgularla başlar. O nedenle başlangıçta tanı koymak zordur. Tablo hızla ilerler ateş ve bulantı ön plandadır. Hızla bilinç kaybı, ciltte döküntü ve şok tablosu gelişir. Organ yetersizlikleri (böbrek yetersizliği, kalp yetersizliği, karaciğer yetersizliği) görülür. Pıhtılaşma bozuklukları olur, damarlar aşırı pıhtılarla tıkanabilir, kol bacak, parmak gibi uç organların kaybına yol açabilir. Ağır durumlarda birkaç saat gibi kısa sürede bile hasta kaybedilebilir. Tanı en erken dönemde koyulması ve hemen damardan antibiyotik tedavisi başlanması gerekir. Hastalıktan şüphe etmek bile tedavi başlamayı gerektirir. Geciken tanı ve tedavi hastalığın hızla ilerlemesine ve hastanın kaybına neden olur. Hastalığın sıklığından çok, hızla ilerleyen ağır tablo korkutucudur.
Bu hastalık biz hekimler için de kabustur ve her ateş, her kusma, her döküntü Meningokoksemi olabilir. Ben asla bu şikayetlerle bana başvuran hiçbir çocuğu görmeden tedavi vermek istemem. Bazen hastalarım onlara telefonla yardımcı olmadığım için kızar. Çok yakında tatil için şehir dışında olan bir hastama telefonda “lütfen hastaneye başvurun” dediğim için bana kızdı. Lütfen sizler de her ateş, her bulantı kusma, her döküntüde aklınıza Meningokoksemiyi getirin.
Mikrop insandan insana solunum yoluyla ve tükürük ve boğaz salgılarıyla bulaşır. Ağızdan çıkan damlacıklarla, konuşma, bağırma, öksürme, öpüşme gibi yollarla, aynı kapalı ortamda yaşama gibi yakın temas ile bulaşır. Hasta kişiler kadar hasta olmadığı halde mikrobu taşıyan semptomsuz kişilerden de hastalık bulaşabilir. Ancak Meningokoklar soğuk algınlığı veya grip mikropları kadar bulaşıcı değildir. Meningokok hastasıyla sıradan temasla veya basit nefes alıp vermekle bakteri bulaşmaz, yakın ve uzun süreli temas gerekir. Hastayla yakın teması olan kişilerin hasta olmalarını önlemek için koruyucu antibiyotik tedavisi verilir. Hasta çocuğun ailesi, okul arkadaşları ve yakın temasta bulunduğu kişilere de koruyucu tedavi başlanır.
Hastalıktan korunma normal hijyen kurallarına dikkat etme, sık el yıkama, öksürürken ağzı kapatma, havlu, bardak gibi kişisel malzemeleri başkaları ile ortak kullanmama, hasta kişi ile temastan kaçınma gibi her hastalık için geçerli tedbirler ile sağlanmaya çalışılır. Ancak etkin korunma aşı ile mümkün olur.
Meningokokların farklı protein yapılarına bağlı olarak, 13 farklı tipi vardır. Bunlardan A,B,C,Y ve W135 en sık ve ciddi hastalık yapan tiplerdir. Meningokoklar her ülkede farklı, değişik zamanlarda, değişik tiplerle salgın yaparlar. Bazı ülkelerde W135 tipi yaygınken, başka ülkelerde B tipi salgınlar yapabilir. Ülkemizde de sıklıkla W135 ve B tipi görülmekte, bazı bölgelerde de C tipine rastlanmaktadır.
Meningokok aşıları ülkemizde 2 tiptir. Ülkemizde 4 alt tip içeren (A, C, W135, Y) Meningokok aşıları (Menactra, Menveo, Nimenrix) 2013 yılından beri özel aşı kapsamında uygulanmaktadır. B serotipi bu aşıların içinde yoktur. B tipi için geliştirilen Bexsero aşısı 2018 yılı Kasım ayı itibariyle ruhsat alarak özel aşı takvimine eklenmiştir. Ülkemizde:
- ACYW135 tiplerini içeren dörtlü aşı (Menactra, Nimenrix, Menveo)
- B tipini içeren tekli aşı (Bexsero) bulunmaktadır.
Bu aşılar çocuğun yaşına göre farklı dozlarda uygulanmaktadır. Devlet aşı takviminde ücretsiz uygulanan aşılardan değildir. Özel aşı olarak uygulanmaktadır. Bütçeniz elverdiği ölçüde bu aşılar da mutlaka uygulanmalıdır. Doktorunuzla beraber planlayarak, devlet aşı takvimine ilave olarak bu aşıları da planlanmalı ve planlanan zamanlarda ihmal edilmeden uygulanmalıdır.
Menactra
Ülkemizde 9 ay-55 yaş arasında ruhsat almış bir aşıdır. Önemli bir yan etkisi yoktur. Çok seyrek olarak alerjik çocuklarda, şiddetli alerjik reaksiyonlar görülebilir. Bu reaksiyonlar döküntü ile birlikte veya tek basına,
- Yüzde şişme,
- Tansiyon düşüklüğü,
- Akut solunum güçlüğü gibidir.
Bu belirtiler oluşursa genellikle enjeksiyonun hemen sonrasında gelişir. Yine nadir olarak uygulamayı takiben ilk 24-48 saatte
- Enjeksiyon bölgesinde hassasiyet, kızarıklık, şişme,
- Huysuzluk,
- Anormal ağlama,
- Uyku saatleri dışında kendini uykulu hissetme,
- İştah kaybı,
- Kusma,
- Ateş görülebilir.
Kullanımı:
- 9 ila 23 aylık çocuklara en az üç ay arayla iki doz ve
- 2 yaşından 55 yaşına kadar olan kişilere ise tek bir doz olarak uygulanır.
Nimenrix
6 haftalıktan itibaren bebeklere, çocuklara, ergenlere ve yetişkinlere uygulanabiilir. Ciddi bir yan etkiye rastlanmamaktadır. Sıklıkla görülebilen yan etkiler:
- İştah azalması
- Uyaranlara (ışık, ses ve benzeri uyaranlar) karşı aşırı duyarlı olma durumu
- Uykulu hissetme
- Baş ağrısı
- Ateş
- Enjeksiyon bölgesinde şişme, ağrı ve kızarıklık
- Yorgunluk hissi.
- İshal, kusma ve bulantı dahil olmak üzere sindirim sistemi belirtileri
- Enjeksiyon bölgesinde kan birikmesi (hematom)
- Döküntü (bebeklerde)
Yaygın olmayan yan etkiler:
- Uyumada zorluk
- Ağlama
- Baş dönmesi
- Özellikle deride olmak üzere hislerde ve duyarlılıkta azalma
- Kaşıntı
- Döküntü
- Kaslarda ağrı
- Kol ve bacaklarda ağrı
- Genel olarak kendini iyi hissetmeme
- Enjeksiyon bölgesinde reaksiyon (örn. enjeksiyon bölgesinde sertleşme, kaşıntı, sıcaklık, his kaybı gibi).
Kullanımı:
- 6-12 haftalık bebeklere 2 ay ara ile 2 enjeksiyon şeklinde ve 12-15 aylıkken pekiştirme (rapel) dozu olarak,
- 1 yaşından büyük çocuklara, ergenlere ve yetişkinlere tek doz olarak uygulanır.
Menveo
2 aydan erişkin yaşa kadar her yaşa uygulanabilir. Kullanımı ile ilgili 55-65 yaşındaki bireylerle ilgili sınırlı veri bulunmakta olup, 65 yaş üzerindeki bireylerle ilgili veri mevcut değildir. aşı nedeni ile ciddi yan etki yoktur. Bazen
- Baş ağrısı,
- Sersemlik,
- Bulantı,
- Döküntü,
- Enjeksiyon bölgesi ağrısı,
- Enjeksiyon bölgesinde kızarıklık (≤50 mm),
- Enjeksiyon bölgesi sertliği (≤50 mm),
- Enjeksiyon bölgesinde kaşıntı,
- Halsizlik görülmektedir.
Kullanımı:
- 2 ila 6 aylık bebeklere 2 aylık aralıklarla 3 doz olarak ve 1 yaştan sonra (12-15 ayda) pekiştirme (rapel) dozu olarak,
- 7 ila 23 aylık çocuklara 2 aylık aralıklarla 2 doz olarak ve 1 yaştan sonra (12-15 ayda) pekiştirme (rapel) dozu (ilk dozdan en az 2 ay sonra)olarak,
- 2 ile 10 yaş arası çocuklara tek doz olarak uygulanmaktadır.
- Adolesanlar ve erişkinlere (11 yaşından itibaren) tek doz halinde uygulanmaktadır.
Bexsero
Değişik bir teknoloji ile hazırlanmış güçlü bir aşıdır. Uzun etkili kötü bir yan etki bildirilmemiştir ancak aşı uygulandıktan sonra 24-48 saat içinde ateş, lokal reaksiyonlar gibi yan etkiler yoğun yaşanmaktadır. 2 aydan sonra erişkin yaşlara kadar her yaşa uygulanmaktadır. 50 yaş üstü için yeterli veri yoktur.
İstenmeyen etki açısından Bexsero uygulandığında çok ciddi bir yan etki görülmese de oldukça sık;
- Enjeksiyon bölgesinde ağrı >%83,
- Kas ağrısı >%48,
- Enjeksiyon bölgesinde kızarıklık >%45,
- Yorgunluk >%35,
- Baş ağrısı >%33,
- Enjeksiyon bölgesinde şişlik >%28,
- Bulantı >%18,
- Eklem ağrısı >%13 görülmektedir.
Kullanımı:
- 2 ila 5 aylık bebeklere 1-2 aylık aralıklarla 3 doz olarak ve 1 yaştan sonra (12-23 ayda) pekiştirme (rapel) dozu olarak,
- 6 ila 11 aylık çocuklara 2 aylık aralıklarla 2 doz olarak ve 1 yaştan sonra (12-23 ayda) pekiştirme (rapel) dozu (ilk dozdan en az 2 ay sonra)olarak,
- 12 ila 23 aylık çocuklara 2 aylık aralıklarla 2 doz olarak ve bu ilk dozlardan sonra 12-23 ay ara vererek pekiştirme (rapel) dozu olarak,
- 2 ile 10 yaş arası çocuklara 2 ay ara ile 2 doz olarak ve rapel doza gerek duyulmadan,
- 11 yaş sonrası 1 ay ara ile iki doz olarak ve rapel doza gerek duyulmadan uygulanmaktadır.