-Emzirme anne ile bebek arasında duygusal bir bağın oluşmasına neden olur. Bu bağ çocuğun kendisini güvende hissetmesine ve kişiliğinin gelişmesine yardımcı olur.
-Her bebek kucaklanmayı ister. Bebeğin 9 aydır alıştığı ortam anne rahmidir. Burası sıcak, kuytu ve bebeği saran bir ortamdır. Annenin kokusu, kalp sesleri ve barsak sesleri vardır. Buraya en yakın ortam doğumdan sonra anne kucağıdır. Çalışmalar kucakta tutulmayan prematür bebeklerde ölüm riskinin daha fazla olduğunu göstermektedir. Emzirme pozisyonu bebek için en rahat pozisyondur. Kucak, emzirme ve anneye olan bağ bebeğin ruhsal gelişimi için son derece önemlidir.
-Her canlının sütü o türe özgüdür ve kendi yavrusu için özeldir. Yavru için anne sütünden daha yararlı başka bir besin yoktur.
-Anne sütü verilmesi kolay, uygun ısıda, hazırlama gerektirmeyen, maliyet gerektirmeyen bir gıda maddesidir. Her zaman hazırdır.
-Anne sütü tamamen doğaldır, hiçbir kimyasal ya da yapay madde içermez.
-Anne sütünün sindirimi kolaydır. İçeriğinde olan besin ögeleri bebeğin bünyesine uygun çeşitlilikte ve uygun miktarlardadır. İnek sütü içerik olarak, bazı maddeler yönünden daha zengin olsa bile, insan yavrusu tarafından sindirilememekte dolayısı ile kullanılamamaktadır.
-Anne sütü mekonyumun (ilk kaka) atılmasını kolaylaştırır.
-Yapılan çalışmalarda anne sütü ile beslenenlerin, mama ile beslenenlere göre daha zeki oldukları saptanmıştır. Anne sütü içerisinde beyin gelişimine katkı sunan özeel maddeler mevcuttur.
-Anne sütü içinde bağışıklığı güçlendiren birçok madde vardır. Bebeği hastalıklardan korur. Teknolojinin imkanları kullanılarak bu maddelerden bazıları mamalara ilave edilebilse bile anne sütü içeriğindeki canlı hücreler doğa harikasıdır ve hiçbir teknoloji ile hiçbir mamaya ilave edilemez.
-Anne sütü ile beslenen bebeklerde allerjik hastalık riski, mama ile beslenen bebeklere göre çok daha azdır.
-“Ani bebek ölümü” (sudden infant death) bebeğin aniden, hiçbir sebep yokken ölü bulunması durumudur. Mama ile beslenen bebeklerde bu durum daha sık rastlanmaktadır.
-Anne sütü ile beslenen bebeklerde orta kulak iltihapları dana nadirdir.
-Anne sütü ile beslenen bebeklerde ishal daha nadir görülür. Anne sütü içeriğinde bulunan yararlı bakteriler barsak düzenini sağlar ve ishale karşı korur.
-Anne sütü bebeği solunum yolları hastalıklarına karşı korur.
-Mama ile beslenen bebeklerde ileri yaşlarda obesite görülme riski anne sütü ile beslenenlere oranla çok daha fazladır.
-Anne sütü ile beslenenlerde aşılardan sonra görülen bağışıklık daha fazladır.
-Anne sütü alan bebeklerde psikososyal gelişim daha ileridir.
-Anne sütü ve emme bebeği sakinleştirir. Sinirli bebekler daha kolay yatışır. Emen bebek daha kolay uykuya dalar.
-Emerken bebekler daha az acı duyar. Bu nedenle aşı yaparken emzirmek bebek için daha rahatlatıcıdır.
-Anne sütü çevre dostudur. Kutu, ambalaj, deterjan, şişe gerektirmediğinden çevreyi korur.
-Anne sütü her zaman temizdir. Vermeden önce özel bir işlem gerektirmez.
-Memeden emmek, biberondan emmeye göre bebeğin diş ve çene gelişimi için daha uygundur. 1 yaşından sonra devam eden emmelerde biberon damak yapısını bozarken meme sorun yaratmaz. Memeden emerken biberona göre 60 kat fazla enerji harcayan bebeğin çene kasları daha kuvvetli olur.
-Ağızda dişlerin olduğu dönemde mama ile beslenme sonrası kalan artıklar diş çürüklerine sebep olurken anne sütü içeriğindeki antibakteriyel maddeler nedeni ile diş çürüğüne neden olmaz.
-Reflü (Mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması) anne sütü alan bebeklerde daha nadir görülür.
-Emzirme doğal gebelikten korunma yöntemidir. Düzenli aralarla sık emziren anneler doğumdan sonra 3-6 ay ek bir yönteme ihtiyaç kalmaksızın gebelikten korunabilirler. Ancak bu durumun ne kadar süreceği kesin olarak bilinmediğinden tedbirli olmakta yarar vardır.
-Emzirme ile anne günde 500 kaloriden fazla harcar. Bu da annenin gebelik sırasında aldığı kiloları vermesinde kolaylık sağlar.
-Emzirme sırasında salgılanan hormon rahim kasının kasılmasını dolayısı ile doğum sonrası rahmin toparlamasını ve kanamaların durmasını sağlar.
-Emziren annelerde rahim küçülerek gebelik öncesi boyutuna gelir, Emzirmeyen annelerde rahim eskisinden biraz daha büyük kalır.
-Emziren annelerde meme kanseri riski azalmaktadır. Yapılan çalışmalarda en az 24 ay emzirenlerde bu azalma % 25 oranında olmaktadır. Emzirmeye genç yaşlarda başlayanlarda bu avantaj daha da fazladır.
-Emziren annelerde yumurtalık ve rahim kanseri riski emzirmeyenlere göre çok daha azdır.
-Emzirmeyen annelerde ilerde kemik erimesi ihtimali daha fazladır.
-Anne sütü kadının özgüvenini artırır, kendisine olan saygısını güçlendirir.
-Dünya Sağlık Örgütü ve UNİSEF bebeklerin doğumdan hemen sonra anne sütü beslenmeye başlanmasını, ve ilk 6 ay anne sütü ile beslenmesini, emzirmenin 6 aydan sonra uygun besin takviyeleri ile 2 yaş sonrasına kadar devam etmesini önermektedirler. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada her yıl 1.5 milyon bebek anne sütü ile beslenmediği için ölmektedir. Gelişmekte olan 42 ülkede yapılan çalışmaların değerlendirilmesine göre ilk altı ay yalnız anne sütü ile beslenme ve emzirmenin en az 12 aya kadar devam ettirilmesi sonucu; beş yaş altı bebek ölümlerinin %13’ünün önlenebileceği hesaplanmıştır.