Bebeğiniz doğmadan önce, onu kucağınıza alacağınız anın hayalini kurduğunuz dönemlerde, bedeniniz de bebeğinizi beslemek üzere hazırlanır. Anne karnında bebeğin tüm ihtiyaçları anne tarafından karşılanır. Doğum ile birlikte artık o başka bir beden, başka bir canlıdır ama beslenme ve bakım için bir ebeveyne ihtiyacı vardır. Doğum odasında normal spontan doğum yaptıysanız, sezeryan doğum ise ve genel anestezi almadıysanız bebeğiniz doğar doğmaz göğsünüze alın ve mümkünse emzirin. Bu ilk buluşma, hem anne için hem bebek için çok önemlidir. Bebeğiniz sağlıklı doğmuş, güçlü ağlamış tıbbi müdahale gerektirmiyorsa bir süre göğsünüzde kalabilir. Bu arada kurulanmış ve üzerine ısıtılmış, kuru bir bez sarılmış olmalıdır. Bu ilk dakikalarda bebeğiniz anne karnı solunumundan ve anne karnı dolaşımından kendi solunumuna ve dolaşımına geçmiştir. Bu büyük değişim ve uyum sürecinde üşümemesi gerekmektedir. Soğuk onun solunumunu ve kalbini negatif yönde etkiler. O nedenle kurulanmış ve kuru bir beze sarılmış olmalıdır. Sizin vücut ısınız, göğsünüzün sıcaklığı onu koruyacak, ısıtacak, kalp sesleriniz, teninizin kokusu, sesiniz ona tanıdık gelecek ve bu büyük değişim sürecinde kendisini daha huzurlu hissedecektir. Bu sırada bebeğiniz aktiftir ve meme ucunuzun kokusu onu cezbeder. Siz hiç yardım etmeseniz bile o yavaş yavaş memeye yönelecek ve meme ucunu tutacak beceriye sahiptir. Normal doğumlarda bekleyebilir ve memenizi tutacak kadar süre bebeğiniz ile geçirebilirsiniz. O arada bebekten sonra doğacak olan plasentanız da çıkacak ve siz bebeğinize konsantre olamayabilirsiniz. Sezeryanlarda da unutmayın ki sizin ameliyatınız devam ediyor. Yani çok uzun süre bebeğinizle geçiremeyebilirsiniz. Yanınızda bulunan hemşirenin de yardımı ile bebeğinizi emzirmeye çalışın. O sırada emziremezseniz de üzülmeyin. Önemli olan en erken ten teması ve onu sarmalayarak ilk tanışma, ona verilen koruma ve güven hissidir. Dünyada yalnız olmadığı, annesinin onu koruyacağı, ihtiyaçlarının karşılanacağı ona anlatılmış olur.
Daha sonra siz doğum odasından kendi odanıza alındıktan sonra bebeğiniz sağlık kontrolünden geçmiş, üzerindeki kan ve diğer doğum salgıları temizlenmiş, giydirilmiş bir şekilde odanıza geldiğinde ilk yapacağınız şey onu emzirmek olmalıdır. Bu ilk beslenme hem sizin için hem onun için birbirinizi tanıma fırsatı olacaktır. Anne karnında göbek kordonu ile size bağlı bebeğiniz ile aranızda yeni bir bağ kurulmaktadır. Bu bağ her ikinizi de mutlu edecek, sadece beslenme amaçlı olmayan aynı zamanda ruhsal doyuma da neden olan çok güçlü bir bağ olacaktır. Bebeğiniz doğumu takip eden ilk yarım saatte aktif olacağından bu sürede yapılan ilk denemeler daha olumlu neticeler verir. İlk yarım saatten sonra bebeğiniz uzunca süren bir uyku dönemine girecektir ve siz ilk emzirmede gecikirseniz, bu uyku dönemine rastlayacağından başarı şansınız düşecektir. Ayrıca erken beslenme bebeğin sağlığı açısından da önemlidir. Eskiden inanıldığı gibi üç ezan vakti beklemek, anne sütü yerine şekerli su ile beslemeye başlamak, veya mama vermek yanlış davranışlardır. En erken dönemde beslenmeye başlamak bebeğin kan şekerini düşmesini önler, anne sütünün bollaşmasına neden olur ve ayrıca yeni doğum sürecinden çıkmış, rahminizin çabucak toplaması sıkışması için gereklidir. Meme ucundan alınan uyarı ile beyinden salgılanan hormon hem süt yapımına hem de rahmin toplanması ve iyileşmesine yarar. Erken emziren annelerde doğum sonrası kanamalar az olur.
Anne sütü, bebeğinizin sağlıklı büyümesi ve gelişiminin temelini oluşturur. Benzersiz birleşimi doğanın bir mucizesi olup bebeğinizin beslenmesinde vazgeçilmezdir. Emzirmeye başlarken meme uçlarınızın temiz olmasına dikkat ediniz. Sadece su ile temizlemek yeterli olacaktır. Çok sık sabun kullanımı memenizin ucunu kurutacağından ve normal deri pH’sını değiştireceğinden meme ucu yaralarına, çatlaklarına neden olur. Ellerinizi yıkayıp, memenizin ucunu su ile ıslatılmış temiz bir bez ile ya da kare gaz bezleri ile sildikten sonra bebeğinizi emzirebilirsiniz. Göğüs ucunuzu memenizden sıktığınız az bir anne sütü ile de silebilirsiniz. İlk emme, hatta ilk emmeler göründüğü kadar kolay olmayabilir. Dışardan baktığınızda, emziren diğer anneleri izlediğinizde onların kolayca memelerini çıkardıklarını ve bebeklerine uzattıklarını, bebeklerin de çok doğal bir şekilde memeye uzandığını ve gut gut ses çıkararak emdiklerini izlemiş olabilirsiniz. Bu işin çok kolay bir iş olduğunu algılamış olabilirsiniz. Hatta bu konuda birçok kitap okumuş, bilgilenmiş, kendinizi eğitmiş olabilirsiniz. Ama bebeğinizi memeye alıştırmak, ona emmeyi öğretmek, size de emzirmeyi öğrenmek bazen çok kolay olmayabilir. Aslına bakarsanız doğada çok doğal bir şekilde hiç problemsiz başarılabilen bu iş, bizlerin teknoloji çağına ayak uydurması ile giderek zorlaşmakta, ve duygularımızı kullanarak kendimizi iç güdülerimize bırakmak yerine mantığımızı kullanarak “en mükemmel olanı, olması gerekeni yapmalıyım” düşüncesi ile stres yaratılmakta ve hayvanların bile hiç bir eğitim almadan başardıkları bu basit işi farkında olmadan zorlaştırmaktayız.
Ben ilk kızım doğduğunda hekim olarak çalışıyordum. Birçok kere doğum servislerinde bulunmuş, annelere bebeklerini nasıl emzirecekleri konusunda eğitimler vermiş, bu konuda broşürler hazırlamış, tecrübeli sayılabilecek bir anneydim. Diğer annelere bebeklerini kolayca memeye tutturabilirken, kendi bebeğimi mememe tutturamadım. Göğüs uçlarım yeterince çıkıntılı değildi. Bebeğim 36 haftalık (8 aylık) doğmuştu ve ben ilk kez anne olmuştum. Ne yazık ki yazılanlar her zaman uygulamada yeterli olmuyordu. Hep hastanede bebek hemşirelerinin benimle olmasını istedim. Gözlerim hep bir bebek hemşiresi aradı. Ne olurdu bana yardım etseler ve ben emzirdiğim sürece yanımda dursalardı. Ya eve gidince ne yapacaktım? Keşke şu tutturma işini annem öğrenseydi de evde bana yardımcı olsaydı. Bu kadar temel bir annelik işini bile yapamamıştım. Ben bu bebeğe nasıl bakacaktım. Moral dibe vurmuş, çaresiz, umutsuz, bebek ağlar ben ağlar…. Hastanenin ilk günleri kabus gibi. Amaaa sakın moralinizi bozmayın. O kadar kısa zamanda başarıyorsunuz ki. Aslında hemen doğada bu işler nasıl oluyor hatırlayın. Kediler nasıl gözleri kapalı annelerinin memelerini buluyorlar. Aslında biz de çok müdahale etmesek, sakin ve huzurlu kendimizi bırakabilsek, bebeğimizi göğsümüzün üzerine çıplak olarak koysak ve meme başlarımızdan biraz süt sağsak, o sütün kokusu ile bebek göğüse yönelecektir. Dünya Sağlık Örgütünün bu konuda çektiği bir filmi izlemiştim. Afrikada bir anne, doğumdan hemen sonra bebeğini göğsüne koyuyor. Bebek henüz doğmuş. Anne bebeğe hiç müdahale etmiyor ve sadece bekliyor. Bebek gözleri kapalı uzanarak memeyi buluyor ve emmeye başlıyor. Yani doğa aslında her şeyi çözmüş durumda. O zaman bize ne kalıyor? Öncelikle annenin kendine güvenmesi, emzirme isteği ve anne sütünün mucizevi değerlerine inanması başarının ilk adımıdır. Emzirmeye başlarken sakin olmalı, bebeğimizi göğsümüze yaklaştırmalı ve meme ucunu bebeğin yanağına dokundurmalıyız. Bebekte olan arama refleksi onun memeye dönmesini ve meme ucunu aramasını sağlayacaktır. Daha sonra memenin olanca büyük bir kısmını bebeğin ağzına sokmaya çalışmalıyız. Zaten bebekte var olan emme refleksi onun ağzına giren şeyi emmesine neden olacaktır. Stres yapmayın, telaş etmeyin. Kendinize ve bebeğinize zaman tanıyın. Siz sağlıklı iseniz, bebeğiniz sağlıklı ise bebeğin emmemesi söz konusu olamaz. Bebeğiniz size yol gösterecektir. İlk emzirmede başarısız olursanız sakın üzülmeyin. Doğum olayının kendisi, hangi şekilde olursa olsun her ikiniz için de zorlayıcı olmuş olabilir. Bir süre dinlendikten sonra, yine olabildiğince erken bebeğinizi emzirmeyi denersiniz. Ayrıca normal doğumda bile anneler genellikle dikişli olduklarından oturmakta zorlanırlar ve emzirebilmek için uygun pozisyonu alamazlar. Zaten sezeryan olmuş anneler oturamadıkları gibi karınlarının üzerine bebeğin değmesine de izin vermezler çünkü karın dikişleri çok acır. Bu nedenle bebeği yarı oturur, hatta yatar pozisyonda emzirmeye çalışırlar. Bu durumda zaten meme yayılır, meme başı oluşmaz. İdeal pozisyon annenin oturduğu, bebeğini kucağına aldığı, memesini bebeğin üzerine doğru sarkıttığı pozisyondur. Bu pozisyonda meme sarkar ve meme başı daha belirginleşir. Süt yer çekimine göre daha kolay gelir. Bebek bu durumda daha kolay meme başını bulur ve ağzına alır. Doğumu takip eden saatlerde bir anneye bu pozisyonu verdirmek zordur. O nedenle ilk emişler çok başarılı olamayabilir. Kolay emzirme için sizin doğru pozisyonda olmanız ve bebeğin meme başını doğru pozisyonda yakalamış olması gereklidir. Yeni doğum yapan anne için istenilen pozisyonda olmak ne kadar zorsa, yeni bebek için de memeyi yakalamak, hele de meme ucu tam çıkmamışsa oldukça zordur. Yatarak, yandan emzirme teknikleri de vardır ama ilk veriş için anneler yan yatamadıklarından bu tekniklerde zorlanırlar.
Bebeğinizin memeyi iyi tuttuğunu ve etkin emdiğini genellikle hissedersiniz. Ancak bu konuda bazı ip uçları da vardır. Memenizin koyu renk kısmı bebeğin ağzının içindeyse, bebeğinizin alt dudağı dışa dönükse, çenesi memenize değiyorsa, yanakları dolgunsa, ritmik emme hareketleri varsa ve yutkunma sesi duyuluyorsa bebeğiniz etkin emiyordur.
İlk kucaklaşmada bebeğiniz emmese bile ten teması, sevgi alışverişi çok önemlidir ve doyurucudur. Hiç üzülmeyin, sakin sakin bekleyin. Nasıl olsa bebeğiniz acıkacak, tekrar uyanıp aktif olacak ve meme isteyecek. İşte o zaman tekrar deneyin. İlk günlerde bıkmadan, usanmadan, üzülmeden emzirmeyi deneyin. Göreceksiniz yavaş yavaş siz emzirmeyi bebeğiniz emmeyi öğrenecektir. Bu arada anne sütü vermekte zorlanıldığından, bebeğe şekerli su vermek, mama vermek gibi yanlış uygulamalar bebekte tokluk yaratacağından meme ucunu tutma isteği azalacaktır. Sağlık nedeni ile doktor önermedikçe asla anne sütü dışında hiçbir şey bebeğe verilmemelidir. Sık sık anne sütü denenmelidir. Sık emen bebek meme ucuna verdiği uyarı ile annenin beyninde süt yapan bölgeyi uyaracak ve süt yapımı artacaktır. Çok kısa zamanda göğüsleriniz süt dolacak hatta bebek az emdiğinde biriken sütler göğsünüzü gererek acıtacak, hatta kendi kendine akarak elbiselerinizin süt ile bulaşmasına neden olacaktır.