Elma aşktır. Elma sevgidir. Büyük aşkların meyvesidir.
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken kalbinde büyük bir aşk yaşayan bir kız ve onu seven bir erkek melek varmış. Günün birinde evrende bu iki kişinin yolları kesişmiş. ”İşte bir sabah erken, masal böyle başlamış. Delikanlı genç kıza, iskelede rastlamış. Bakışmışlar göz göze, gören kimse olmamış, fakat denizde dalga, oynamaya başlamış. Delikanlı yaklaşmış, “ne kadar güzelsiniz”. Güzel kız uzaklaşmış, “fakat siz de kimsiniz ?” “Ben bir erkek meleğim, bırak yanına geleyim, ellerimi sürmeden, gözlerimle seveyim.”
Onlar bir elmanın iki yarısıymışlar. Aynı toprağa bastıkları, aynı gökyüzünü paylaştıkları için sevmişler birbirlerini. Aynı güneşin ısıttığı kalplerini dolduran bu aşk hiçbir zaman silinip gitmeyecek, eriyip bitmeyecek bir aşkmış. Bu aşk öyle güçlüymüş ki, ışığı sonsuzlukta, kozmik evrende yerini almış, ezelde de varmış, ebedde de var olacakmış. Bu iki kişi hayat yolunu el ele, baş başa yürümek için ant içmişler. İçlerindeki ışık birleşmiş, tek olmuş ve evreni aydınlatmış.
Onlar bu büyülü aşkı yaşaya dursun, onların bu birlikteliğinden bir elma oluşmuş. Bu büyük aşkın meyvesi kırmızı, kıpkırmızı bir elma. Önce annesinin karnında kıpırdanmaya başlamış bu kıpkırmızı elma. Babasına tekmeler atmış. Güneşli bir gün ağlayarak çıkmış gün ışığına. Koşmuş annesinin kucağına. Sonra bir gün ilk gülücüğünü vermiş dostlara, kucak açmış dünyaya. Babası tutmuş “düşmesin oğlum”, annesi sarmış kolları ile “uyusun kızım”. “Ne yedirelim, nasıl bakalım?” demişler endişe ile. En iyisini yapmakmış amaçları. “Nasıl bilelim, nasıl öğrenelim?” demişler.
Sonra yolları bir gün bu köye düşmüş. Bir Oya bulmuşlar onlara el uzatan, sevgi ile yaklaşan. Ve işte o gün bugündür hep el ele hep beraber büyütmüşler elmalarını sevgiyle, aşkla.
Gökten 3 elma düşmüş, birisi o tatlı kızın başına, diğeri o erkek meleğin başına, üçüncüsü ise ışık olup evrene dağılmış ve soran anlayan herkese bu büyülü aşkı anlatmış. Rivayete göre bu elmalar öyle sihirliymiş ki onları ancak seven kalpler görebilmiş. Sevmeyip de sevdiğini sananların gözleri, o elmaların yıldız olup da parlayan ışığından kamaşmış ve gerçek aşkı hiçbir zaman görememişler.
Sevgili aşklar, seven kalpler, küçük kırmızı elmalar,
Ben koskocaman kalbimle hiç korkmadım sevmekten. Sizinle baş başa, el ele bu hayat yolunu beraber yürüdüm hep. Evrene yolladığım sevgi ışığı ile sizleri kucaklıyor, sizlerle beraber bu gezegeni ve bu zamanı paylaştığım için şükran duyuyorum.